LOS ANGELES ŞEHİR REHBERİ

Şef José Andrés’in popüler mekânı The Bazaar iki yemek salonu, tatlı bölümü ve barlardan oluşan bir eğlence ve yeme-içme kompleksi. Yemek salonlarından biri dekoruna kırmızının hâkim olduğu İspanyol etkisindeki Rojo. Daha modern dekorlu beyaz yemek odası ise Blanca. Son derece yaratıcı kokteyller ve tuhaf denecek kadar ilginç atıştırmalıklar hazırlayan Swanky Bar Centro kentin popüler buluşma noktalarından. The Bazaar’ın en çekici özelliklerinden biri de patisserie bölümünde üretilen lezzetlerin yemek arabalarıyla etrafta servis edilmesi. Dekorasyonu Philippe Starck’a ait olan The Bazaar’ın içinde alışveriş açlığınızı doyuracak Assouline ve Baccarat gibi mağazalar da mevcut.

Bohem şıklığa sahip Venice Beach’te uzanan bu bir buçuk kilometrelik bulvar bağımsız butiklerden, sanat galerilerinden, vintage dükkânlardan ve kaldırım üstü kafelerden oluşan rengârenk bir kolaj adeta. Hemen hiç kimsenin yürüme alışkanlığı olmadığı, herkesin arabayla hareket ettiği Los Angeles’ta Abbot Kinney kentin yürünebilecek birkaç caddesinden biri. Güneşli bir öğleden sonra bu bulvara uzanın ve önce G2 Gallery’de bir sergi gezin, ardından muhteşem Kendall Conrad çantalarının satıldığı butiğe alışveriş e gidin ve N’IceCream’de tatlı bir mola verin. Bulvarda yürürken karşınıza planlamadığınız birçok şey de kendiliğinden çıkacak: Şarap tadımları, moda geceleri ve her sene düzenlenen Abbot Kinney Festivali bu sürprizlerden yalnızca birkaçı. Her ayın ilk Cuma günü bulvarda galeriler geç saate kadar açık kalıyor ve seyyar yiyecek otobüsleri bulvar boyunca sıralanıyor.

Dior’dan Gucci’ye, Prada’dan Tiffany&Co, Chanel’den Dolce & Gabbana’ya lüks markaların yan yana sıralandığı Rodeo Drive, LA ile alışverişi birleştirmek isteyenlerin kesinlikle atlamaması gereken bir cadde. Alışveriş yapmasanız bile sırf buradaki hareketi, çok büyük olasılıkla da birkaç ünlüyü görmek için Rodeo Drive’da birkaç saat geçirmenizi tavsiye ederiz. Yorulduğunuzda dinlenip bir şeyler atıştırabileceğiniz birçok restoran ve kafe de mevcut.

Filmlerde sıkça karşımıza çıkan Santa Monica en çok pieri ve gezinti yolu Third Street Promenade ile bilinir. Buna bir de Çarşamba günleri kurulan çiftçi pazarı Farmers' Market’ı ekleyin. Burada Los Angeles’lı ünlü şefleri restoranları için alışveriş yaparken görebilirsiniz. Amacınız biraz alışveriş yapmaksa Main Street ve Montana Avenue’deki eşi benzeri olmayan butikleri keşfe çıkabilirsiniz. Daha aktif olmak ve gerçek bir Los Angeles’lı gibi sörf yapmak isterseniz yine doğru yerdesiniz. Santa Monica’nın plajı Surfrider Beach düzgün vücutlu sörfçülerle dolu. Sanat düşkünleri için eski bir tramvay istasyonundan devşirilen sanat galerileri kompleksi Bergamot Station’a (2525 Michigan Ave; www.bergamotstation.com) mutlaka göz atın. Burası Santa Monica Museum of Art’ın bir parçası.

Griffith Park’ın tepesine konuşlanmış Griffith Gözlemevi, Antik Yunan stili mimarisiyle kentin en bilindik simgelerinden biri. James Dean’ün ünlü filmi Asi Gençlik’te de görünen ve bu sayede hafızalara sonsuza dek kazınmış olan gözlemevi 2006’da geçirdiği 93 milyon dolarlık renovasyondan sonra yeniden açılmış ve ön cephesindeki tamiratlarla birlikte ek binalara kavuşmuştu. Zemin seviyesinin altına yapılan ekleme bugün 200 koltuklu bir sinema salonuna dönüştü: Leonard Nimoy Event Horizon. The Samuel Oschain Planetarium ise saat başı gerçekleştirilen son teknoloji ürünü astronomi gösterilerine ev sahipliği yapıyor. Aslında gözlemevi, konumu nedeniyle hiking rotalarıyla da ünlü ne var ki kuzeye ve doğuya uzanan yollar, bölgenin geçirmiş olduğu korkunç yangınlarda gördüğü zarar sebebiyle kapalı tutuluyor. Bu yollardan yalnızca Fern Dell’den gözlemevine giden yol açık. Bu yolu takip ederseniz, ünlü Hollywood işaretinden okyanusa kadar uzanan harika bir manzarayla karşılaşacaksınız.

Santa-Fe doğumlu şef John Rivera Sedlar, Güneybatı mutfağının öncülüğünü bundan 20 sene önce yapmaya başlamıştı. Sedlar artık kendi ismini taşıyan restoranı Rivera’nın mutfağında hünerlerini sergiliyor. Modern ve sade dekore edilmiş mekânın tasarımı yer yer Sedlar’ın gençliğindeki günlerde kalmışsa da, yemeklerin lezzeti muhteşem. Domuz pirzolasından yapılan puerco pibil yumuşacık. Tortillalar ev yapımı ve masanıza sıcak sıcak geliyor. Yanında adaçayı yaprakları, taze Frenk maydanozu, dereotu, tarhun otu ve yenebilen çiçeklerle…

Güney Kaliforniya’nın en popüler kayak ve snowboard resort’u Bear Mountain, San Bernardino National Forest içinde, Big Bear Lake’in güneybatısında yer alıyor. 12 liftle ulaşılabilen dört tepeden Geronimo en heyecan verici olanı. Snowboard sevenler freestyle rotalar ve snowboard parkı için de burayı sıklıkla tercih ediyor. Cuma ve cumartesileri gece de açık olan pistlerde kasım sonundan mart başından kadar kaymaya elverişli bir kar miktarı oluyor. Yazın dağ bisiklet, hiking ve golf için kullanılıyor.

Los Feliz’e konuşlanmış Yuca’s is otantik Meksika yemekleri sunan bir aile işletmesi. 40 yıldan bu yana Los Angeles’lıları Meksika mutfağıyla doyuran Yuca’s belki stil sahibi, havalı bir restoran değil ama bu yöndeki tüm eksiklerini yemeklerinin lezzeti ve samimi ambiyansıyla hayli hayli kapatıyor. “Ne kadar samimi?” diye soracak olursanız “yemeklerinizi kağıt tabakta getirecek kadar” diyebiliriz. Marine edilmiş ve çok ağır ateşte pişirilmiş domuz etiyle yapılan geleneksel yemekleri cochinita pibil burada en çok talep gören yemek. Oturacak çok fazla yerleri olmadığı için birçok müşteri yemeklerini paketletip gidiyor. Cumartesi günü giderseniz sadece o gün yaptıkları özel tamale’lerini tadabilirsiniz. Domuz etiyle doldurdukları tamale’leri muz kabuğuna sarıyorlar.

Bu Beverly Hills klasiği, geçirmiş olduğu 38 milyon dolarlık renovasyondan sonra, Mayıs 2012’de tekrar hizmete girdi. Kentte şimdiye dek yapılmış belki de en iyi kozmetik müdahale sayılabilecek bu renovasyon, otelin kendine özgü floral motifleri sade ve doğal Kaliforniya tonları ve öğeleriyle başarılı şekilde birleştirdi. 285 oda ve süite sahip otelde şaşaalı bir 1940’lar havası esiyor. Odalarının çoğunda geniş mermer banyolar ve sabah gazetenizi keyifle okuyabileceğiniz geniş balkonlar var. Otelin en üst katındaki havuz ise görmek ve görülmek için en ideal nokta. Burada Hollywood oyuncularını Bellini’leri eşliğinde senaryolarını çalışırken görmek işten değil.

Keyfin ve rahatlığın kenti Los Angeles’a gelip de spa keyfi yapmadan dönmek olmaz. Peninsula Beverly Hills Hotel’in beşinci katına konuşlanmış olan The Spa at the Peninsula Beverly Hills, ısıtılmış havuzun ve açık hava kabanalarının hemen ardında gizli. Spa’daki 7 bakım odası mermer zemine sahip ve hoş bir mavi tonunun hâkimiyetinde. Terapötik ve holistik masajların yapıldığı spa’da zümrüt, elmas ve yakut gibi taşlar içeren yağlar kullanılıyor. Dilerseniz Serenity Room’da çift masajı alabilir ve okaliptüs buharlı odada ciğerlerinizi açabilirsiniz.