Kent Rehberleri

MADRİD ŞEHİR REHBERİ

İspanya Turları

10 ADIMDA MADRİD

1

Casa Lucio

Kastilya mutfağı: Casa Lucio

1974’te restorancı Lucio Blásquez’in açmış olduğu bu iki katlı efsanevi restoran, kömür ateşi fırınında pişen Kastilya yemekleri servis ediyor. Açıldığı günden bu yana popülerliğinden hiçbir şey kaybetmeyen restoran, artık bir Madrid klasiği. Yemek salonunun terracotta yer döşemeleri, açıkta bırakılmış kirişleri ve tavanlarından sarkan jamón iberico’larıyla burası tipik bir tasça, yani İspanyol tavernası görünümünde. Burada servis elemanları beyaz ceketleri içinde son derece şık bir halde, misafirlere servis yapıyor. Mekânın gediklileri arasında kraliyet ailesi, uluslararası ünlü isimler ve politikacılar da bulunuyor. Casa Lucio’da en ünlü yemekleri olan huevos estrellados’u (bir tür omlet) sipariş etmeyi ihmal etmeyin.
2

Caramelos Paco

Şekerleme vakti: Caramelos Paco

Camekânları rengârenk şekerlerle dolu bu dükkân, çocukların ve hiç büyümeyen yetişkinlerin cenneti adeta. D. Francisco Moreno Redondo tarafından 1934’te bir bakkal dükkânı olarak açılan Caramelos Paco, iki sene içinde şekerleme konusunda uzmanlaştı ve o gün bugündür Madridlilerin damaklarını tatlandırıyor. Fıstık çamından biberiyeye, Coca Cola ve kırmızı şarap karışımıyla hazırlanan tipik İspanyol içkisi calimocho’ya birçok farklı aromayla hazırlanan şekerlerin yanı sıra, diyabetikler ve glütene alerjik olanlar için de seçenekler var. Futbol topu büyüklüğündeki lolipoplar, marshmallow’lardan yapılan bebekler ve bir metre uzunluğunda siyah meyankökü şekerlemeleri de yine dükkânda karşınıza çıkacak olan şekerlemelerden.
3

El Retiro

Parkta gezinti: El Retiro

MNew York için Central Park ne ise Madrid için El Retiro o. Yemyeşil bir alan, devasa ağaçlar ve insan yapımı bir göl. Aslen kraliyet ailesine ait bir bahçe olarak tasarlanan El Retiro, 300 senedir tüm halkın kullanımına açık koskoca bir park. Çoğu Madridli buraya pazar günleri ailece piknik yapmaya, çocuklarını gezdirmeye, arkadaşlarıyla futbol oynamaya ya da köpekleriyle dolaşmaya geliyor. Park içine 1880’lerde inşa edilen saray yavrusu Palacio de Cristal, tamamen camdan yapılmış bir pavyon. Londra’nın Crystal Palace serasından esinlenen bu yapıda, ara sıra geçici sergiler de düzenleniyor. Parkı yürüyerek gezebileceğiniz gibi, daha kısa zamanda daha çok alanı görmek isterseniz bisiklet de kiralayabilirsiniz.
4

Mercado de San Miguel

Pazara çıkın: Mercado de San Miguel

Pazar yerleriyle ünlü İspanya’da, içinde her şeyi bir arada bulabileceğiniz kapalı pazar yerleri mercado’lardan bir tanesi de Madrid’de hizmet veren Mercado de San Miguel. 1916 yapımı bir Beaux-Arts binasına konuşlanmış Mercado de San Miguel, yıllarca metruk bir şekilde kaldıysa da 2009’da geniş çaplı bir renovasyondan sonra eski ihtişamına ve canlılığına kavuştu. Bugün 30’un üzerinde yeme içme ve sebze-meyve-şarküteri tezgâhıyla faaliyette olan pazarda, ister köpüklü şarabın eşlik ettiği istiridyelerin tadına bakın, ister Endülüs zeytinleriyle birlikte fıçısından hemen oracıkta çıkarılıp servis edilen sherry’leri yudumlayın.
5

Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofia

Sanata zaman ayırın: Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofia

Picasso’nun, Franco’nun iç savaş sırasında sivilleri bombalatmasını resmeden ünlü yapıtı Guernica’nın olduğu bu müze, kesinlikle atlanmaması gereken bir yer. Picasso İspanya’ya demokrasi gelinceye dek bu yapıtının ülkeye dönmesine izin vermemişti. Francisco Sabatini tarafından tasarlanmış müze binası, ilk olarak bir hastane olarak faaliyet göstermiş. İç yapısı bir manastırı andıran bina, yüksek kemerli tavanlarıyla içindeki eserler kadar etkileyici. Bask bölgesinin ünlü sanatçılarından Eduardo Chillida’nın taş ve çelikten heykelleri, Joan Miró resimleri ve Madridli portre ressamı Solana’nın eserleri bu müzede.
6

Lotta Vintage

Sandıktan çıkanlar: Lotta Vintage

Büyükannenizin sandığından çıkmış gibi duran parçaların satıldığı Lotta Vintage, Madrid’de mutlaka uğramanız gereken bir adres. Burada ipek mendillerden pamuklu bandanalara, 40’lı yılların kesimlerinden 70’li yılların hippi görünümlü kıyafetlerine kadar geçmişe dair aradığınız birçok şeyi bulabilirsiniz. Alışveriş yapmaya niyetiniz yoksa bile, bir parça sandık tozu yutmak ve geçmişe gizemli bir yolculuk yapmak için keşfe değer.
7

Teatro Espanol

Tiyatro zamanı: Teatro Espanol

Büyüleyici neoklasik ön cephesiyle Teatro Español, hem İspanyol hem de uluslararası tiyatro performanslarına ev sahipliği yapıyor. Büyük, etkileyici salonunda kırmızı kadife koltukları ve altın varaklı detaylarıyla son derece asil bir portre çizen bu tiyatro, 16. yüzyıldan beri tiyatro olarak hizmet veriyor. Her ne kadar yangınlar sonucu defalarca yeniden inşa edilmiş olsa da. Plaza Santa Ana’daki tiyatro binası, en yakın restorasyonunu 1980’de geçirdi. Şu anki binanın ana yapısı, 1804’te Museo Nacional del Prado’nun da mimarı olan Juan de Villanueva’ya ait.
8

Bar Cock

Gece hayatı şıklığı: Bar Cock

Bu bara gelirken kıyafet zorunluluğu olmasa da erkekler ceket ve kravatı, kadınlar ise şık bir elbiseyi ya da stilettoların tamamladığı şık bir jean’i ihmal etmemeli. Zira içeri girerken iyice bir süzülüyorsunuz. Oyuk tavanlı, alçı duvarlı ve ahşap oturma bölmeli bu barda kokteyller son derece başarılı. Müşterilerin genellikle sanat ve medya dünyasından olduğu Bar Cock’ta bir kokteyl almadan Madrid’den ayrılmayın.
9

Cisne Azul

Mantar sevenler için: Cisne Azul

Plaza de Chueca’ya birkaç adım uzaklıktaki Cisne Azul, her çeşit mantarı bir arada bulacağınız ilginç bir restoran. Dekor hayal kırıklığı yaratsa da müdavimlerin bundan pek de etkilenmediklerini ve çoğunun Madrid sosyetesine ait olduklarını fark edeceksiniz. Burada bir tabak boletus con yema (üzerine yumurta kırılmış porcini mantarları) ya da zeytinyağında sotelenmiş chanterelles söylemenizi öneririz. Hafta sonları yerine hafta içi bir gün giderseniz daha sakin bir yemek yiyebilirsiniz.
19 Gravina Madrid, İspanya +34-91/521-3799
10

Madrid Doğa Bilimleri Ulusal Müzesi

Çocuklu tatil: Doğa Bilimleri Ulusal Müzesi

Madrid tatiline çocuklarla çıktıysanız onların da hoşuna gidecek bu müzeye gitmenizi öneririz. Burada dinozordan Akdeniz florasına dek uzanan bir çeşitlilikte 6 milyon örnek bulunuyor. 1771’de Kral III. Carlos tarafından kurulan müzenin orijinal koleksiyonları, Doğa Tarihi Kraliyet Dolabı’nda sergileniyor. Çoğu 18. ve 19. yüzyıllara uzanan parçalar, balina iskeletlerinden Diplodocus dinozorunun replikasına ve taşlaşmış ağaç gövdelerine dek çeşitlilik gösteriyor.

BLOG YAZILARI

Talep Formu
Bizi Arayın